Edremit
Yemek Kültürü: Zeytin ve zeytinyağı bölgenin ana geçim kaynağı
olması dolayısıyla bölge mutfağının temel yapı taşlarındandır. Bölge için zeytin ve
zeytinyağının yanı sıra yöresel mutfakta kullanılan birçok çeşit ot bulunmaktadır. 100’e
yakın çeşitli yenebilir ot bulunan Edremit bölgesinde, bölge mutfağının ne kadar sağlıklı
ve zengin olduğunu göstermektedir.
Edremit Körfezi (Plajlar siyah renkle belirtilmiştir)
Sarı Kız Efsanesi; Sarıkız Kaz dağları ile özdeşleşmiş bir şahsiyettir. Kaz dağları çevresinde
yaşamını sürdüren Alevi ve Sünni inanca sahip topluluklarda hikâyesi anlatılır ve etrafında
çeşitli inanç ve ritüeller bulunmaktadır. Sarıkız sadece Kaz Dağları ile sınırlı olmayıp Balıkesir ve Çanakkale illerinin sahiplendiği bir olgudur. Sarı Kız Edremit’te yaşamış ve çok haksızlıklara uğramış bir evliya olarak anılmaktadır. Sarıkız ismi ile birçok şehirde de görülse de, Kaz Dağlarında bulunan Sarıkız ile aynı değildir. Sarıkız olgusunda farklı rivayetler bulunmaktadır.
Rivayet 1: Sarıkız, Ayvacık’ta yaşayan çoban bir ailenin kızıdır. Babasının
adı Cılbak’tır. Bu aile Ayvacık’ta yaşarken Sarıkız’ın annesi ölür. Babasının annesine karşı
çok fazla sevgisi vardır. Sarıkız’ın annesi ölünce babası yaşadıkları köyde her yer annesini hatırlattığı için daha fazla oralarda durmak istemez ve Sarıkız’a burada durmanın kendisini çok rahatsız ettiğini ve taşınmaları gerektiğini söyler ve Sarıkız'a danışır. Sarıkız ve babası Ayvacık’tan Güre'nin üst bölümünde yer alan Kavurmacılar köyüne
yerleşirler. Burada Cılbak Baba köyün hayvanlarına çobanlık yaparak geçimlerini sağlamaya başlar. O dönemde hayvanların semiz olması için hayvanlar Kaz Dağlarının zirvelerine götürülerek otlaklanırlarmış. bu götürme iki ya da üç günü bulmaktaymış. Cılbak Baba Sarıkız'ın ergenleşmesi üzerine onun çobanlığa alışması amacıyla ve sıkılmaması için on iki tane kaz hediye eder. ancak Sarıkız ve Cılnak Babanın otlaklarda gezindiği bir gün Sarıkız’ın kazları kaçar ve Ayvacık’ta bir ovaya inen kazlar bölgede ki ekinlere zarar verir. bu duruma sinirlenen köylü durumu Cılbak Babaya ileterek kazlardan şikayetçi olurlar. cılbak Bba da kızını uyarır. Sarıkız bu uyarının ardından kimsenin
görmediği bir yerde bir avuç çakıl taşını eteğine doldurur ve kendi etrafında döner. O
saçılan taşlar bir kilometre çapında daire oluşturur ve yere düştüğünde bir insan boyu ile çevrelenen bir avlu oluşur. Kazlar normalde uçarak çıkma ihtimali olsa bile bu avludan dışarı çıkamaz. Sarıkız böylece ilk ermişliği gösterir. Sarıkız aslında siyah saçları olan bir kızdır ve giderek güzelleşmektedir. ancak Cılbak Baba hacca gitmeye karar verir ve Sarıkızı köyün imamına emanet eder. Cılbak Babaanın hac yolculuğu dört beş sene gibi bir zamanı bulunca, Sarıkızı isteyenler köyde giderek artmaya başlar. ancak Sarıkız herkesi reddeder ve kendini dünyev, ,şlerden arındırarak tasavvufa yönelir. bu durum köyde Sarıkız hakkında çirkin sözlerin ortaya çıkmasına neden olur. Cılnak Baba hacdan döndüğünde köyde kimse konuşmak istememiş. ne olduğunu sorduğunda ise Kızının kötü yola düştüğünü ve köyden derhal gitmeleri gerektiğini ve hatta kızını öldürmesi gerektiğini sylemişler. bunun üzerine baba kızını alarak bugünkü Sarıkız tepesi olarak bilinen yere götürmüş, ancak köyden çıkarken köy çocukları Sarıkız'ın arkasınan çürük yumurta atarak saçlarının sarıya boyanmasına neden olmuşlar ve bunun üzerine çocuklar "Sarıkız" diyerek alya etmişler. Cılnak Baba tepeye vardıklarında, Sarıkızdan kendisine su getirmesini ve abdest alacağını söylemiş. Sarıkız babasına "gözlerine kapat ben sana su getireyim" der. babasını gözlerini kapatıp açtığında testinin dolu olduğunu görür ancak su tuzludur ve baba tatlı su getirmesini ister. Sarıkız yine "gözlerini kapat su getireyim" dediğinde babasını gözlerini kapar gibi yapar ve kızının Akçay'da denize elini sokarak su getirdiğini anlar ve bu olayların kızını kötülemek için yapıldığını ve kızının bir ermiş olduğunu fark eder. bunun üzerine baba köye de geri dönemeceyeceğini düşünerek kızını orada bırakarak Baba tepe denilen bölgeye doğru yönelir. bir süre sonra orada çobanlık yapanlar Sarıkızı Sarıkız tepesinde babasını da Baba tepede ölü olarak bulur ve oraya onlar için mezar yaparlar. daha sonra bir gün tepede çok korkunç bir bulut ortaya çıkar. köyde gezen çobanlar korkuyla saklanırlar. ulutlar biraz aralandıktan sonra ortaya bembeyazbir bulut ortaya çıkar. çobanlar merak ederek bulutun içine girerler. içeride kırk kişinin semah yaparak döndüklerini görürler ve sorarlar: burada ne yapıyorsunuz. ilke başlarda cevap vermeyen kırk kişi daha sonra; Bize
kırk evliya derler. Türkler Avrupa kıtasına ayak basmaya (sefere) hazırlık yapıyorlar. Biz
onlara manevi destek amaçlı semah yapıyoruz" diyerek tekrar semaya doğru çekilirler.
Rivayet 2: Rivayet 1'de anlatılan babasının Sarıkızı öldürmek için Sarıkız tepesine götürdüğü kısımdan sonra, baba kızını öldürmeye kıyamaz ve kızını orada bırakarak burada kendiliğinden ölüme terk eder ve köye geri döner. ancak bir süre sonra köylüler kızı tepede görürler ve babasına giderek kızını öldürmediğini ve kendilerine yalan söylediğini ileri sürereler. bunun üzerine baba şaşırarak kızının yaşadığı yere gider. ölmediğini ve kızının bir ermiş olduğunu anlar. ancak kızını öldürmeye kıyamaz ve orada hastalanarak ölür. Sarıkız babasını Baba Tepeye götürerek orada gömer. kendisi de tekrar Sarıkız tepesine gelerek burada ölür.
Rivayet 3: Sarıkız Güre’nin Kavurmacılar köyünde yaşayan çok güzel, öksüz bir
kızmış. babasının hac dönüşünde adının çıktığını görünce köyün gençlerine kızını alıp dağa götürmelerini ve orada öldürmelerini ister. ancak gençler kızın güzelliği yüzünden kıyamazlar ve kızın yanına kazlar bırakarak köye dönerler ve kızı öldürdüklerini söylerler. bir süre sonra gençlerden biri dayanamayarak her gün Sarıkızı görmek için tepeye gider. köylüler bu durumdan şüphelenerek genci takip ederler ve kızın ölmediğini görürler üstelik durumu babasına "kızın bir gençle dağlarda oynaşıyor" şeklinde anlatılrar. buna sinirlenen baba kendisinin öldüreceğini söyler. ve tepeye çıkar. Baba Sarıkız'a, onu öldürmeye geldiğini söyler. sarıkız ise "olur" der ve babasına abdest alması için gözünü kapatmasını ister. babasınınbu mucizeyi görmesi üzerine onun ermiş olduğuna inanır. ancak bu arada siyah bir duman tepeye çöker. birbirlerini göremezler. duman dağıldığında baba Sarıkız'ın öldüğünü görür. Kızının
öldüğünü gören baba, “Sen burada yat, eğer bir gün ölürsem ben de karşı tepede yatayım,
aramızda yeşillik bitmesin ki birbirimizi görebilelim” demiş. Olaydan kısa bir süre sonra
babası da ölmüş ve karşı tepeye gömülmüş. Bugün bile iki tepe arasında ot bitmez ve
birbirlerini görebilirler.
Rivayet 4: Sarıkız Güre Kavurmacılar köyünde yaşayan bir kızmış. Babası ile
birlikte yaşayan Sarıkız’ın keçileri, koyunları ve tavukları varmış. Sarıkız bu köyde
güzelliğiyle dikkat çekmeye başladıktan sonra, çevre köylerde bulunan ağalar kızı babasından istemeye gelmeye başlamışlar. ancak Sarıkız tüm istekleri geri çevirmiş. bu duruma sininrlenen bir ağa köyde Sarıkız hakkında çirkin iftiralar atmaya başlamış. bunu duyan köy halkı, babasına "namusunu temizle" şeklinde baskı yapmaya başlar. baba Sarıkız'ı kazları ile birlikte tepeye götürür ancak öldürmeye kıyamaz ve onu zirvede bırakarak köye döner. aradan bir süre geçince, baba kızını merak eder ve görmeye gider ve yaşadığını görünce çok şaşırır. baba kızından abdest almak için su ister. suyun bulunmadığı bir yerde kızının suyu hemen bulması üzerine babası kızının ermiş biri olduğuna ikna olur. bir süre sonra Sarıkız ölür. bunun üzerine baba karşı tepeye gider oda orada ölür. Sarıkız'ı köyde isteyen Şahmelik adlı köy çobanı da onların tam ters istikametinde bir tepeye gömülür. Sarıkız türbesinden
bakıldığında hem Şahmelik dağını hem de babasının vefat ettiği Baba dağı gözükür.
Rivayet 6: Varyant 5: Sarıkız önceden Körüktaşı köyünde yaşayan çok güzel bir kızdır. Sarıkızın bir sevdiği çocuk vardır. Bu iki genç evlenmeye karar verir. ancak düğünü haydutlar basar Sarıkız, babası, evleneceği adam ve yakın akrabaları haydutlardan Sarıkız tepesine doğru kaçmayı başarırlar. ancak haydutlar onları takip eder ve zirveye doğru Sarıkız dışında herkesi öldürür. Bunu gören Sarıkız “Yer
yarılsa da yerin dibine girsem” diye dua eder. Sarıkız’ın duası kabul olur ve yer yarılıp yerin dibine girer. Yerin üstünde sadece
Sarıkız’ın sarı saçları kalır. Bu olaydan sonra köylü tepeye çıktığında Sarıkız’ın etrafındaki herkesin öldüğünü görür. Sarıkız’ı ararken saçlarını görürler ve Sarıkız’ın
yere battığını anlarlar ve türbesini oraya yaparlar.